Trabzonspor Teknik Yöneticisi Şenol Güneş, makus sonuçların düzeleceğine inanıyor Açıklaması

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Trabzonspor Teknik Yöneticisi Şenol Güneş, hayallerinin çok gerisinde olduklarını, yetenekli oyuncular ve taraftarlarının dayanağıyla bu meseleleri aşacaklarını söyledi.

Güneş, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında, ligde istedikleri sonuçları alamadıklarını belirterek, “5 maçta 5 puan, oynadığımız oyun ve aldığımız sonuçların taraftarı, sizleri, medyayı, bizi, idaresi, oyuncuları, kimseyi şad etmediğini biliyoruz. Gerçekleri bilmek uygun fakat bunları devam ettirmek berbat.” dedi.

Trabzonspor‘un büyük bir kulüp, büyük bir topluluk olduklarını tabir eden Güneş, “Oyuncular da yetenekli, karakterli, gruba sahip çıkan, gurur duyduğumuz, taraftarlarının da kurulduğu günden bugüne kadar bir heyecan ve coşkusu olduğunu kadronun her şeyiyle bütünleştiğini biliyoruz. Medyası, çalışanı da bu formda. Yani bütünüyle bir ekip oluşturan topluluk şu anda bulunduğu yerden şad değil. Hasebiyle kimi ne kadar etkiliyor, bilmiyoruz ancak herkesin üzüldüğünü biliyoruz.” diye konuştu.

“Sorumlu olan benim, tecrübeliyiz”

Güneş, kulüp başkanı Ertuğrul Doğan’ın takım üzerinde olan tüm yetki ve sorumluğu kendisine verdiğini kaydederek, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla şu andaki bulunduğumuz durumdan sorumlu olan benim. Muvaffakiyet yahut başarısızlık olgusu vardır. Başarıyı konuşuruz ancak başarısızlığı çözmek için en büyük kararları alacak olan benim. İsteklerim olabilir lakin kararı veren benim. O yüzden her şeyi samimi ve açıkça, şeffaf olarak söylemek ve paylaşmak istiyorum. Kulübe ve kadroya ziyan vermeden tenkit ve övgü yapılacaktır, bu olağandır. Ancak şu anda tenkitlerin daha üst düzeyde olduğu bir periyodu yaşıyoruz. Hiçbir vakit duyarsız olmayacağız. Dikkate alacağız. Beklemediğimiz sonuçlar aldık, oyunumuz da hayallerimizin çok altında kaldı ve bu durumu düzeltmek mecburiyetindeyiz.”

Trabzonspor‘un, kendi halinde bırakılması halinde bu tip sonuçlar almaması gerektiğini lisana getiren Güneş, “Bunu ben de biliyorum, işin başında olduğum için bunu rahatlıkla söylüyorum. Bunun geçmişi, geleceğini konuşmak yerine yalnızca odaklanacağımız nokta şu anı nasıl düzelteceğimiz. Natürel ki geçmişten dersler alacağız, geleceği inşa edeceğiz, bunlar daima konuşulabilir şeyler fakat anı yaşamak daha kıymetli. Topluluk olarak daha evvel büyük muvaffakiyetler ve vakit zaman da başarısızlıklar da gördük, münasebetiyle deneyimliyiz. Bu da bizim için bir avantaj.” halinde konuştu.

“Öz inanç ve moral sorunu var”

Güneş, hayallerinin çok gerisinde olduklarını, yetenekli oyuncular ve taraftarlarının dayanağıyla bu meseleleri aşacaklarını söz ederek, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Takımın öz itimat, moral sorunu olduğu bir gerçek. Bu bütün gruplarda olabilecek ancak olmaması için dikkatli olunması gereken bir nokta. Başarıyı yakaladıktan sonra idarede, teknik heyette, oyuncularda, medyada, herkeste birtakım değişimler olabilir. Bu bazen çok olumlu katkı yapar. Yeni doruğa çıktığın vakit yeni maksatlar çizemediğin vakit ve muvaffakiyet da gelmediği vakit onun altında ezilen kısımlar olur. Hiç kimse kendi üzerine başarısızlığı almak istemez ve bunu paylaşırken de yaralamaya başlar. Şu anda kadro için konuşuyoruz. Başkalarına çok değinmeyeceğim, benim için kadro kıymetli şu anda. Öz inanç sorunu var, moral sorunu var. Hatta tespitte niyetler âlâ olsa bile yanlış teşhisleri de var.”

Takım olmak istediklerini vurgulayan Güneş, “Birlikte oynamadık gerçek. Tespitler gerçek lakin hem ferdî hem kadro olarak güzel olmak durumundayız. Tertibi yapacak olan benim ancak iştiraki yapacak olan oyuncularımız. Birlikte tenkit yapacağız, tartışacağız, birbirimizi tahminen bazen üzeceğiz fakat sonunda değişeceğiz. Şu andaki durum o. 8 günde yaptığım 3 maçta gördüğüm tablo bu. Bu kâfi mi, değil olağan. Bazen oyuncular yetenekli lakin ekipte ahenk ve oyun sorunu var. Kimileri deneyimli ancak beklediğimizin altında. Her ikisinin birlikte oynadığı oyun bizim amaçladığımız oyun değil. Tahminen algılamadığımız sorun var, kadro oyununda sorun var, atak, savunmada bunların hepsi konuşacağımız hususlar.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bireysel performansın da üst düzeye çıkması lazım”

Takımdaki problemlerin giderilmesi için vakte gereksinimleri olduğunu kaydeden Güneş, “Takım oyunu, oyun disiplini oturacak doğal fakat hoş futbol oynayıp düzgün sonuçlar almak için bu tertibin da düzgün olması için evvel kişisel performansların da üst düzeye çıkması lazım. Bunun için bir vakte muhtaçlık var, yanlışsız. Ancak şu haliyle fizikî kıymetleri her ne kadar eleştirsek bile bu halimizle bile fizikî bilgilerimizi daha düzgün kullanabiliriz.” dedi.

Güneş, oyuncularla olağanda 15-20 dakikalık toplantılar yapan bir teknik adam olduğunu lakin bugünkü toplantının uzun sürdüğünü de söz ederek, şunları söyledi:

“Oyuncularımızın kişisel performanslarının âlâ olması için çalışması lazım, tamam ancak bunun da evvel tespit edilmesi lazım. Oyuncunun ne eksiği var, mesela yetenekli, dripling var, fizik gücü var, düzgün kullanamıyor. Yani yanlış kullanıyor. Bir öbür taraftan deneyimi var, fizik gücü o kadar değil, o düşürebiliyor. Münasebetiyle sayıları çoğalttıkça kadroda bir tahribat oldu. Kolay top kayıplarımız var, rakibe baskı yaparken birlikteliğimiz yok, bunlar tertibi gerektirebilir. İki gün evvel yaptığım idmanda eksiksiz denecek kadar düzeyde yaptığımız çalışmayı alanda hiç göremedik. Birinci kez gördüm. Yapılabiliyor fakat bir gün sonra topu kullanırken, sahayı kullanırken, topa sahip olmada eksiklerimiz olduğunu gördük.”

Şenol Güneş, 8 günde 3 maçta gördüğü tablodaki problemlerin çözümlenmesi için teşhisin uygun konulması gerektiğine işaret ederek, “Bugün paylaştım oyuncularla. Onlar da fikirlerini söyledi. Lakin genelde birlikte oynamamak üzere söylenen hususlar var. Zira onlar da his olarak üzülüyorlar, bunu görüyorum. Üzülmeyi de bazen kendi içine atarak sorumluluklarını azaltıyorlar. Buradaki düzeltilmesi gereken bahis ekibin oyuncularının bu olmalı. Yani bunun dışındakileri hiç gündeme getirmek istemiyorum. Yalnızca oyuncu, ben birlikte bu işi çözeceğiz.” diye konuştu.

“Teslim olmak, pes etmek yok”

Sorunları düzeltmek için uğraş gösterdiklerinin altını çizen Güneş, şöyle devam etti:

“Teslim olmak yok, pes etmek yok, daha fazla çalışmak var. Susmayı ve konuşmayı bilmiyoruz mesela. O da var bizde. Bazen çok gereksiz konuşuyoruz dinlememiz gereken yerde. Bazen konuşmamız gerekiyor, fikrimizi söylememiz gerekiyor, içimize atarak kapalı duruyoruz. Bu bize tahlil getirmez. O yüzden kamuoyunda Trabzonspor’un bir dinamizmi var. Bazen yanlış da konuşulur. Lakin saygısızlık da yapılmadan karşı tarafa kaktı yapması için bunun konuşulması gerekiyor. Neyi gizliyoruz ki? Ben bir yanlış yapmışsam onu bana söylediğin vakit niçin bozuluyorum ki? Bana bir ayna tutuyorsun. Tıpkı şey oyuncu için de geçerli. Tespitleri yapmak, tenkit yapmak hakikat ancak emeğe saygısızlık yanlışsız değil. Sizin işiniz üzere, siz de gördüklerinizi paylaşıyorsunuz, hakaret olmadıktan sonra bu iş katkı yapar bize.”

Oyun ideolojilerinin oturmadığını tabir eden Güneş, “Bir kere en büyük rahatsızlığım o. Hamlede da savunmada da rakipten üstün olmam gerekiyor, Trabzon’un kendi DNA’sında olan oyuncuların da dinamizminde olan futbolu alanda görmek istiyorum.” dedi.

Güneş, taraftarların üzüldüğünü bildiklerini lisana getirerek, “Biz de üzülüyoruz, daima üzülmekle hayatımızı geçirmeyeceğiz, tahlil için onların takviyesine, bizim de çok çalışmaya muhtaçlığımız var, bunun öteki bir yolu var. Öteki türlü yalnızca kısır döngü olur. Oyuncularımızın sorunu yok, onu söyleyeyim. Ben geldiğim ve gördüğümde çalışma ortamı çok uygun. Kulüpten kaynaklanan bir sorun yok. Lakin oyuncular da sıkıntılı oyuncular değil ancak eksiklerinin olduğunu kabul etmek lazım.” formunda konuştu.

“Başkan da üzülüyor, morali bozuluyor”

Güneş, kulüp başkanı Ertuğrul Doğan ile her gün görüştüğünü belirterek, şunları kaydetti:

Şenol Güneş, “İster oyuncu az alalım, ister hiç almayalım, bizim oynayacağımız oyun bunun üstünde olmalı. Lidere da söyledim. Alacaksanız devre ortasında. ‘Alırsak güzel olur, bunun yerini kapatır.’ değil. Bir mi olur, iki mi olur, üç mü olur, dört mü olur? Bize uyabilecek deneyimi, yeteneği, marka bedeliyle oyunculuğuyla futbolcu ideolojisi ile oyuncu almayı düşünüyoruz. Bunu bir kenara atıyorum. Fakat eldeki oyunculara söylüyorum, ben buradan bir ekip yapacağım.” sözlerini kullandı.

Takımda herkesin önünün açık olduğunu belirten Güneş, şöyle devam etti:

“Bizim de Antep’te 7-8 değişiklik oldu, bu tertibi etkiliyor. O oyuncularla biraz oynayıp onların muvaffakiyetleri varsa devam etmek değilse onlara yenilerini koymak. Bu değişiklikler ortada olacaktır. Bazen 1-2 oyuncuyla devam edecektir bir, iki maç, sonra değişecek. Bazen âlâ oynayıp devamlı hale gelecek fakat sonunda bir ekip olup devreye kadar gideceğiz. Devreye kadar gittikten sonra ‘Şu mevkide eksik var.’ diyeceğimiz yüzde yüz mevkilerde şu gün de tespitlerimiz var ancak bugün onu eldekilerle kapatacağız. Bugün makûs oynayan oyuncunun dün düzgün oynadığı üzere yarın da düzgün oynayacağını düşünüyorum. O yüzden o bahtı vereceğim. Kimse kenarda tutmasın kendini oyuncu olarak. Kenara geldiğiniz vakit dışlanmış değilsiniz, size talih gelecektir. Geldiğiniz vakit gruba katkı yapmak üzere katılacaksınız. Eldekiler de âlâ oynayacaktır. Yani bir 11 yapacağız oradan katiyetle ve çok daha düzgün olacağımızı düşünüyorum.”

Güneş, büyük başarılara gitmenin kolay olmadığını vurgulayarak, “Büyük başarılara giderken bizim de tarihimizde başlangıçta iş zordur, hatta imkansız üzere görünür ancak sonunda başarılı olunur. Kaosa müsaade vermek istemiyorum. Bahis muhakkak ben ve oyuncular. Oyuncular benim gözüm kulağım. Ayağım, gözüm, kalbim. Benim gözüm görmüyorsa doktora masraf tedavi ederim.” dedi.

“Saha içinde kalmak istiyorum”

Bir gazetecinin ‘Bu süreçte ayak oyunu var mı?” biçimindeki bir sorusu üzerine de Güneş, şunları söyledi:

“Ben ayak oyunlarına hiç girmeyeceğim. Zira biz evvel şu ayakla alanda oyunu bir düzeltelim, sonra ayak oyunlarını bir arada konuşuruz vakti gelince. Hiçbir şey değişmedi. Yanlış yahut yanlışsız, gündemde var, biliyoruz ne olduğunu. Allah bize o yanlışları yaptırmasın. Yanlış yapanlara karşılık vermenin yeri ve vakti aşikardır. Bunu söyledim oyunculara. Susmasını da konuşmasını da bil. Bu da yerinde ve vaktinde olacak. Şu anda bizim konuşacak bir halimiz yok. Hakem golü verdi, vermedi niçin konuşayım? Bunları kazandığı halde şikayetleri arşa çıkan arkadaşlarımız var sağ olsunlar. Yani maçları kazandığı halde şikayetleri o kadar fazla ki o maçta o bir taktik yapılıyor. Buna da müsaade veren bir ortam var. O Türkiye’nin sorunu. Türkiye’de kim haklı kim haksız bazen karışıyor. Onlara beni sokmayın, şu anda ben saha içinde kalayım.”